Bu hafta için usta gazeteci Burhan Akdağ ile röportaj yaptım. Gazetecilik, dijital medya, Bonjour dergisi ve daha çok şey hakkında konuştuk. Blog için yaptığım en ciddi röportaj olduğunu söyleyebilirim. Planlarıma dair olgunlaştırıcı niteliği olan ve gazeteciliğe dair bir şeyler yapabilme motivasyonumu arttırıcı nitelikte çok önemli bir görüşmeydi. Ailesine, Mustafa Kemal Atatürk’e ve Beşiktaş’a aidiyet hissettiğini ve gazeteciliğin kendisine pek çok imkan sağladığını söylüyor. Ofisi o kadar etkileyiciydi ki! İçerisinde hem yeniliği hem de nostaljiyi aynı anda yaşayabiliyorsunuz.
Okuyalım…


Gazeteci olmaya nasıl karar verdiniz ve bu süreç nasıl ilerledi?
 1961 yılında Diyarbakır’da doğdum. Babam öğretmendi ve burada görevini sürdürüyordu. 5 yaşında ise İstanbul’a geldik. Babam Köy Enstitüsü mezunuydu ve çok güzel fotoğraf çekiyordu. Bende bu süreçte fotoğraf makinaları ile ilgilenmeye başladım. Bugün nereden baksan 50 senedir fotoğraf çekiyorum. Güneş gazetesi ile başladım. Bu işi iyide yaptığıma inanıyorum. Editörler benim fotoğraflarımı seçmek konusunda sıkıntı yaşayabiliyorlar. Mesela ilkokul, ortaokul ve lise arkadaşlarım bana her zaman sen çok iyi bir gazeteci olacaksın demişlerdir.

Neden magazin gazeteciliği?
Evet, ben şuan magazinle ilgileniyorum. Fakat ben spor muhabirliği de yaptım. Çok iyi fotoğraf çektiğim için çalıştığım gazetedeki spor muhabirleri benden maçlarda  fotoğraf çekmemi istediler. Bende başladım kale arkasında, çizgi yanında fotoğraf çekmeye ve bu fotoğraflarda gazetelerde yayınlandı. Sonra Japonya dünya kupasına ve birçok şampiyonlar ligi finallerine gittim. Savaş muhabirliğe de yaptım. Mesela Çavuşesku devrildiği zaman Romanya’ya ve savaş zamanı Bosna’ya gittim. Gezi parkı zamanlarında da orada yatıp kalktım. Gazeteciyi sınırlandırmak yanlış, gazeteci evrenseldir. Yok ben magazin ile ilgileniyorum spordan anlamam olmaz yani.

Tüm bu alanların içerisinde magazin ağır basıyor ama… Değil mi?
İşe ilk olarak magazin gazeteciliği  ile başlamamdan kaynaklanıyor olsa gerek.

EĞER GAZETECİ OLMASAYDIM YAPTIKLARIMIN ÇOĞUNU GERÇEKLEŞTİREMEZDİM!


Gazeteci olmak size neleri yapabilme motivasyonunu kazandırdı?
Gazeteci olduğum için bu kadar çok ülkeyi gezebildim. İnsanların görmeyi hayal ettiği pek çok  sanatçı benim arkadaşım. İstediğim zaman arıyor ve görüşebiliyorum. Bunlar ciddi bir yoğunluk içerisinde çok fazla geliştirici niteliği olan unsurlar. Eğer gazeteci olmasaydım bunların çoğunu yapamazdım.

Dijital medyanın şuan ki durumu ve gidişatı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Benim gazeteciliğe başladığım dönemlerde dijital ortama geçmiş olsaydık hem çektiğim fotoğraflar hem de yaptığım haberler eminim ki bambaşka olurdu.

Peki, gazeteciliğin geldiği nokta… Dijital medyanın karışışında yavaş yavaş yok olabilme ihtimali var mı?
Yok. Gazeteciliği rahatlattı, bu bir gerçek. Cep telefonları elimizde olduğu sürece artık herkes bir gazeteci. Adam çekiyor, anında gönderiyor bir gazeteye ve kullanıyor. Ancak Türkiye’de gazetecilik farklılaştı. Ben gazeteciliğe başladığım dönemlerde gazete patronları aileden geliyorlardı. Adamlar sadece gazetecilik ile ilgileniyorlar, başka iş yapmıyorlardı. Şimdi bakıyorsun gazete ve televizyon sahipleri gazeteciliğin dışında başka işlerde yapıyorlar.

AİLEM, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE BEŞİKTAŞ'A AİDİYET DUYGUSU BESLİYORUM!

Bonjour dergisi nasıl ortaya çıktı? Derginin adı magazin ile de çok uyumlu ve yenilikçi gibi…
Dergi çıkarma fikri çok uzun süre vardı. Planlama aşamasında Bonjour olsun derginin adı dedim ve ilgi çekti.

Türkiye'nin en kaliteli sosyete dergisi olarak biliniyor. Ayrıca özenle hazırlanan ve çok emek verilen bir dergi çıkarıyorsunuz. Bu kaliteyi sağlayan unsurlar neler?
İçerik, düzen ve en önemlisi fotoğraflar. İçeriği  iyi hazırlayıp amaca uygun fotoğraflar kullanmak kaliteyi oldukça etkiliyor. Biz bunlara çok dikkat ediyoruz.

Vatan gazetesi için verdiğiniz röportajda koleksiyonlarınız olduğundan bahsetmişsiniz. Bilgi verir misiniz?
Evet. Kitaplar, fotoğraf makineleri, futbol topları ve forma koleksiyonlarım var. Ayrıca kendi yaptığım tüm dergi ve haberlerimin arşivleri var.

Beşiktaş sizin için ne anlam ifade ediyor?
Çok şey ifade ediyor. Benim şu hayatta en önemli önceliklerim ailem, Mustafa Kemal Atatürk ve Beşiktaş.

Bir aidiyet duygusu diyebilir miyiz yani?
Kesinlikle.

Koynumdaki Yılan adlı kitabınızda yaşadıklarınızı okuyucuya sunmaya iten etkenler nelerdi? Magazin gazetecisi olmanız bir etken olabilir mi?
Hayır. İkinci evliliğim çok sıkıntılı son bulmuştu. Hakkımda pek çok yalan yanlış şeyler konuşuldu. Bunların ispatı niteliğinde gerçek duygularımı ve yaşadıklarımı yansıtan şeyleri yazdım. Ayrıca içerisinde aile hukukuna dair çok net bilgilere yer verdim.

Yani kendinizi ispatlarken aynı zamanda sosyolojik gerçeklere yer verdiniz…
Aynen öyle. Aile hukuku gibi alanlarla ilgilenen pek çok kişiden teşekkür aldım.


Yorumlar