BİRGÜL KOÇ RÖPORTAJI / AMERİKA’DA LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ÜZERİNE
Bugün için Birgül Koç ile skype üzerinden röportaj yaptım. Virginia Tech matematik bölümü bütünleşik doktora öğrencisi.
Müthiş zeki, espritüel, cesur, korkusuz ve iflah olmaz bir iyimser…. Başarının hiç gülmemek değil sorumluluk almak olduğunu öğretiyor insana yani.
İyi ki tanımışım diyor insan iki çift laf edince.  
Matematik lisansına ODTÜ’de başlıyor,  sonra aynı üniversitede lisansüstü eğitimine devam ediyor ve   hiç hesapta yokken Amerika’ya burs alarak bütünleşik doktora için gidiyor.  Bende bu hafta onun hikayesini yazdım. Amerika’da lisansüstü eğitim, TEOFL, GRE gibi konuları konuştuk. Bir şeyleri yapabilme motivasyonunuzu arttırması umuduyla… hadi okuyalım!


BÖYLE GİDERSEN HİÇBİR ŞEY ELDE EDEMEYECEKSİN, BU DURUMU 
DEĞİŞTİRMEK SENİN ELİNDE, BAŞKALARI YAPTIYSA SENDE YAPABİLİRSİN!

Amerika’da Master macerası nasıl başladı?
2009 ODTÜ matematik girişliyim 2014 yılında ise mezun oldum. Hemen ardından matematik bölümünde bütünleşik doktoraya başladım. İkinci senenin ilk döneminde danışman hocam Birgül yurt dışını düşünür müsün diye sordu. Bunun esas nedeni ODTÜ’de Türkiye’deki diğer üniversitelerde olduğu gibi doktorayı bitirdikten sonrada eleme şartlarının biraz zor olmasıydı. Yani lisansüstü eğitim için yurtdışına gitmek biraz şansını arttırıyor. Hani bazen nereden nereye dersin ya öyle işte. Hiç aklımda yoktu yurtdışında doktora yapmak. Normalde ben doktora sonrasında araştırma için gitmeyi planlıyordum. Sonra bir başladık çalışmalara oradan buraya geldik yani.

Kararını verdin, planlarını yaptın peki ya ondan sonra neler oldu?
Amerikan filmlerinde zor bir süreç olur sonradan bir bakarsın her şey mükemmel gider ama o ‘zor bir süreç’ dediğimiz kısım hep kısa anlatılır ve asıl önemli olanda o zorluk sürecidir.  O zamanı çok iyi hatırlıyorum hem okulda derslere gidiyorum hem TOEFL sınavına hazırlanıyorum bir yanda da para kazanmaya çalışıyorum… Bazen acaba yeterli değil miyim düşüncesi… Bak, bazen bir kırılma noktası vardır ve işte tam orada sabretmek gerekir. Şunu söyleyebilirim ki isteyip doğru istikamette gidince başarıyorsun ya!

Yahu yoruldum! Hadi bugünde bırakayım dediğin oldu mu hiç? Nasıl bir çalışma programın vardı?
Genelde her gün çalışmam gerekiyordu ancak bugün her şey çok berbat gidiyor dediğim günler çok oldu. Kendi çalışma hayatından ayrı birde özel hayatın var neticede. Böyle günlerde biraz sakinleştikten sonra ‘böyle gidersen hiçbir şey elde edemeyeceksin ve bu durumu değiştirmek senin elinde, başkaları yaptıysa sende yapabilirsin’ diye düşünüp kendine gelebilmek önemli. Dolayısıyla kilit nokta iyimser olabilmek.

Yabancı dil…
TOEFL sınavına girmek isteyenlerin çoğu bir YDS aşamasından geçmiştir. Kurslarda hep kalıp bir şeyler öğretilir ancak dilin bunlarla hiçbir alakası yoktur. Buradan yine eğitim sistemine çıkıyoruz yani.  Ben kursa gittiğimde biraz alt yapım olduğu için reading ile başladık listening ile devam ettik. Hiç İngilizce bilmeyen biri için TOEFL sürecinin pek kolay olmayacağı görünüyor açıkçası çünkü ağır bir program. Birazda bu sınava girdiğin andaki ruh halinde önemli.

TOEFL sınavı hakkında biraz daha geniş bir bilgi verir misin? Sınav süreci, sonrası…
Girecek arkadaşlara ilk öncelikle güzel bir mekan tercih etmelerini öneririm. Ben Ankara Kızılay’da girmiştim. Dikkatini sınavda koruyabilmek çok önemli çünkü aynı ortamda birisi reading yaparken diğeri speaking yapabiliyor. Aslında aynı sorular, yani yanındaki speaking yaparken onu dinleyebilir ve bazı tüyolar alabilirsin ancak zamanından yersin. O kadarda uyanık olmamak gerekiyor açıkçası. Başınızda mutlaka görevliler oluyor ve bir problem yaşadığınız zaman derhal müdahale ediyorlar. Mesela ben speaking sınavını yaparken cam kenarında oturuyordum, bir anda ambulans sesi! Dedim, gitti sınav! Ama sonra bir şekilde odaklanıp devam ettim. Sınav yaklaşık olarak verilen aralarla   beraber 4 saat sürüyor.  Ayrıca listening bölümünde dinlediğin şeye dair notlar alabiliyorsun. Sonuçlar ise en geç 2 hafta içerisinde açıklanıyor.


Peki okula TOEFL sınavından sonramı başvuruyoruz?
Her okulun kendi standartları var. Ben ilk önce okula transkript ve referans mektuplarını gönderdim ancak elimde TOEFL ve GRE sınavlarının sonuç belgeleri yoktu.  Sonra okula elimde bu sınavların sonuç belgelerinin olmadığına dair bir mail gönderdim.  Okul beklemeye aldı ve bende bir an önce sonuçlarımı aldım. Ama tüm belgeleriniz hazır olduktan sonra başvuru yapmanız daha iyi olacaktır çünkü her okul bunu kabul etmez ve daha iyi bir öğrenci başvuru yaparsa onu alır.

GRE nasıl bir sınav?
Bizim ALES sınavı gibi ama ondan çok daha basit diyebilirim ancak benim alanım matematik olduğu için önemli olan sayısal bölümde ne yaptığımdı. GRE sınavının İngilizce bölümü içinse aynı şeyi söyleyemeyeceğim çünkü İngilizce kısmında İngiliz edebiyatından bile sorular gelebiliyor. Anlamını bilmediğim bir çok kelimeyle karşılaşmıştım sınavda.

Bunlar tamamlandıktan sonraki süreç nasıldı?
Türkiye’deki danışman hocam ile buradaki hocam yurtdışında aynı okulda eğitim almışlar. Dolayısıyla biraz referans üzerine gittim. Bu benim için çok güzel bir şeydi. Belgelerimi gönderdikten sonra onlar kabul edildiğim hakkında bir mail gönderdiler.

Aynı zamanda burslu kabul edildin okula…
Amerika doktora için çoğu kişiyi burslu kabul ediyor. Yanlış hatırlamıyorsam bizim okulda burssuz eğitim yılda 28 bin dolar civarı zaten.  Verilen burs karşılığında senin de okulda çalışman gerekiyor.  Ders asistanı olman gerekiyor ancak bursun karşılığında ne yapacağın okula ve bölüme göre de değişebilir.  Ben öğrencilere bir nevi etüt hocası gibi sorularında yardımcı oluyorum ayrıca kendi dersini vermeye başlamadan önce ilgili bir sınava girmen gerekiyor. 

Bu sınav nasıl peki?
Dersin hocasıyla birlikte derse girip bir süre gözlemliyorsun sonrasında ise 2 hafta sen ders anlatıyorsun ve hoca senin ders anlatım tekniklerini ve öğrenciler ile ilişkilerini gözlemliyor. Eğer bu süreçten geçebilirsen kendi dersini verebiliyorsun.

Amerika’da yaşam nasıl?
Alışma sürecinde yapman gereken sorumluluklar biraz sosyal yaşamı etkiliyor açıkçası. Herkes çok kontrollü ama. Gece, gündüz hiç fark etmez rahat bir şekilde sokakta dolaşabiliyorsun. Ayrıca trafik kuralları da çok kontrollü. İnsanlar işten geldikten sonra akşamları mutlaka spor yapıyorlar. Çevreye karşı saygılılar. Yani sorumluluk bilincinin yüksek olduğunu söyleyebilirim sana.


Yorumlar